ÇILGIN - HÜZÜNLÜ
Çünkü yaşamak gibi bir şeydi yaptığı
anasız bir tay gibi coşkun ve hüzünlü
akşamın dinginliğini otluyordu o zaman.
Her sabah denize çıkar, bir elma yerdi
hüznünü ve çılgınlığını elmanın
gözünü yumsan ağzında duyarsın.
Ellerine bakma artık
çünkü kar yağıyor
çılgın hüzünlü
Büyük kentleri düşünse de rahatlasa
işte her şey nasıl haince karıştırılmış
kirli çamaşırlarla sabunlar ayrı semtlerde
saatin sonunda meydan
suyun sonu ilerde.
Böyle yaşamak zordur elbet anlıyorum
çılgın ve hüzünlü..
Çünkü bakışları yazda geçmiş bir geceyi andırıyor
yaşanmış mı temmuzda mı belli değil
çılgın ya da hüzünlü..
Şimdi dolaşıp duruyor aramızda
kıpkırmızı bir duygu olarak
doğudan batıya bir güz halinde
çılgın ve hüzünlü..
Biraz dağ yollarını öğrenmesi gerekir sanırım
kahırçeker mekkâri katırları gibi
onlar ki hiçbir şeyleri yok
korkunca çılgın, sevinince hüzünlü.
Kar dindi
gerçekten dindi
ellerine bakabilirsin artık.
Turgut Uyar
(1927 - 1985)
Büyük Saat, S. 466-467
Şiiri şairin sesinden dinlemek için tıklayınız.
|