IL TROVATORE

Besteci: Giuseppe Verdi
Libretto: Salvadore Cammarano

I. PERDE

İspanya, 19. yüzyılın başları. İspanya sivil savaşları yüzünden ikiye bölünmüştür. Kralın ordularının komutanı Kont di Luna, kraliçenin hizmetindeki genç ve soylu bir kadın olan Leonora’ya aşıktır. Ancak bu aşkının karşılığı yoktur. Sarayın dışında Kont, askerleri ile birlikte gözetleme yaparken bir trubadurun (*) Leonora’ya serenat yaptığı duyulur. Kıskanç kont ise onu yakalayıp cezasını vermek istemektedir.

Kaptan Ferrando, birliklerini uyanık tutmak için onlara yıllar önce Kont’un erkek kardeşine büyü yaptığı için yakılarak öldürülen çingene bir cadının korkunç hikayesini anlatır. Hikayeye göre çingenenin kızı intikam için çocuğu kaçırmış ve annesinin yakıldığı yerde onu ateşe atmıştır. Çocuğun yanmış iskeleti bulunduğunda Di Luna’nın babası bir süre sonra bu acıya dayanamayıp kahrından ölmüştür. O cadının izine hiç rastlanmasa da Di Luna bir gün mutlaka o kadını bulup intikam alacağına yemin etmiştir.

Sarayın bahçesinde Leonora arkadaşı Inez’e savaş başlamadan önce gizemli bir adama aşık olduğunu ve bu adamın trubadur olarak geri dönüp geceleri kendisine serenat yaptığını anlatır. Onlar içeri girdikten sonra Kont di Luna bahçeye gelir ve kıskançlıktan kendini kaybetmiştir. Trubadurun sesi duyulunca Leonora hemen bahçeye fırlar fakat Kont di Luna onu yakalar. Trubadur oraya gelir ve gerçek kimliğini açıklar. Adı Manrico’dur ve Partizyan güçlerinin lideridir. Kont ona ölümüne meydan okur.

II. PERDE

İkili arasındaki düello gerçekleşmiş ve Manrico kazanmıştır ancak bir şey onu rakibini öldürmekten geri tutmuştur ve yaşamasına izin vermiştir.

Kralın orduları savaşı kazanmıştır ve Manrico son savaşta ağır şekilde yaralanmıştır. Annesi, çingene Azucena onu savaş meydanından alıp dağlara götürmüş ve iyileştirmiştir. Azucena, di Luna’nın aradığı çingenenin ta kendisidir. Azucena’nın hayatı geçmişte annesinin öldürülmesi ve aldığı intikamın korkunç hatıralarıyla mahvolmuştur.

Manrico gerçeği bilmek istediği için Azucena ona bütün gerçeği anlatmaya karar verir ve kendisinin aslında Kont’un erkek kardeşi olduğunu ve annesinin intikamı için onu kaçırıp öldürmeye çalışırken yanlışlıkla kendi öz oğlunu ateşe nasıl attığını anlatır. Ancak ne olursa olsun Manrico’yu da kendi öz evladı gibi sevip büyüttüğünü ve mutlaka Kont’ların evinden intikamını alacağını söyler.

Bir haberci Leonora’dan haberle gelir ve Leonora’nın Manrico’nun öldüğünü sandığı ve di Luna’dan kaçmak için kendini manastıra kapatmaya karar verdiğini öğrenir. Azucena oğluna gitmemesi için yalvarsa da Manrico bir an evvel yola koyulur.

Di Luna manastırın duvarlarına birlikleriyle saldırıp Leonora’yı gerekirse zorla almaya kararlıdır. Leonora’yı yakalamak üzereyken Manrico ve adamları belirir ve Leonora’yı da alarak oradan kaçarlar.

III. PERDE

Di Luna’nın vazgeçmeye niyeti yoktur. Birlikleri ile beraber Manrico ve Leonora’nın sığındığı yere gelir. O sırada Ferrando etrafta dolaştığı için rehin aldığı Azucena’yı sahneye getirir ve di Luna’nın adını duyan Azucena şüpheli davranışlar sergilemeye başladığında Ferrando onun Kont’un erkek kardeşinin katili olduğunu anlar. Azucena, oğlu Manrico’ya kendisini kurtarması için haykırır ve o anda Kont bunun Manrico’yu dışarı çıkarmak için iyi bir fırsat olduğunu fark ederek kadını çarmıhta yakmalarını emreder.

Şato’nun içinde, Manrico ve Leonora evlilik törenleri için hazırlanmaktadırlar. Leonora korku içindedir çünkü Manrico’nun adamları di Luna karşısında bir bir düşmektedir. Manrico ölüm anında bile Leonora’yı seveceğini söyler ancak Azucena’nın haberi ulaşınca derhal hazırlıklara başlayarak saldırıya geçmek durumunda kalır.

IV. PERDE

Manrico çıkan çatışmada mağlup olmuştur ve annesiyle beraber di Luna’nın şatosunda rehin alınmıştır. Leonora gizlice şatoya gelir çünkü sevdiğinin öldürüleceğini bilmektedir ve Tanrı’ya dua eder. Di Luna, çingene kadın ve Manrico’nun şafakla beraber idamı için emir verdiğinde Leonora son çare olarak ona sevdiğinin hayatını bağışlaması karşılığında kendini teklif eder. Di Luna bunu kabul etmiştir ancak Leonora’nın gizlice zehir içtiğini bilmemektedir.

Zindanda Manrico, Azucena’yı sakinleştirmeye çalışır. O sırada Leonora gelir ve canlarının bağışlandığını söyler. Ancak Manrico, Leonora’nın bunu nasıl yaptığını anlamıştır ve ona çok öfkelenerek bunu istemediğini söyler. Fakat Leonora’nın içtiği zehir etkisini göstermeye başladığı için Manrico’nun kollarında can verir.

Di Luna, Leonora’nın ölüsünü bulunca çok öfkelenir ve Manrico’yu idama yollar. Azucena ise annesinin intikamının sonunda alındığını haykırır; Kont erkek kardeşini kendi elleriyle öldürmüştür!

(*) Trubadur (İtalyanca: trovatore): Ortaçağ'da gezgin halk ozanlarına verilen ad.

TADIMLIK:

Non ti scordar di me.. (Beni unutma)
Leyla Gencer



ARKADAŞINIZA GÖNDERMEK İÇİN :





ŞİİR PARKI