YANMA

Ve elbet Gözlerin sularımdan çekilince Ürkek bir ceylanla anlaşırım Yüzünün çok yakını olan bir limana Dilinin ve ağzının verdiği baş dönmesine Bahçeni tutan tavşanlara sığınırım Kanımdan geçilmiyor moraran ağzım Kovalanıyorum İkindi zaman karanlığı iç çarşılar Ey şafak bir askerle anlaş Çünkü namluya sürüldün İşte burada bir ordu yürüyen karnımda İzim sürülüyor köpeklerin sürünerek yaklaştığı Anlaşılıyor Hatırlarımıza dokunulmamış Fakat el konmuş aşkı yaşatırken kuğuların Geleceğimizin serin suları ve göllerine Ey kadın kokla beni Hayatım yasaksınız Gelinmiyor akşam zaman kaplanı Kaçmıştım yeni bir ırmak şeklinde Hayvanların ilkbahar sıcakları bölümünde Kıvrılıp yeniden yakalanıyorum Cam kesiyor göğüslerimi Boynuma zümrüt bir gerdanlık atmışım Hem şarklıyım ben Gövdem yara dolu Sevdiğim kolla beni Anlıyorum Fakat artık dayanılmaz sarmaşıklara. Öpüşüyorlar Harbin bittiğini söyle ayrılsınlar Çünkü gece zamanın katranıdır Gelip geçecek gibi değil omurgamdaki didişme Çantamda sevişme askerleri Harbin bittiğini söyle Önce beni boğacaklar özgür ve sevecen olmak için Bir bıraksam Yakut bir kuşun içinde duran ellerimi Sevdiğim Önce kemir bu tel örgüleri gövdemden Geç derimin altındaki tehlikeleri Yürek kızgın bir kuma devrilmeden Yokla beni Anlıyorum kaçmaya zaman yok Şafak birden doğrulacak. (1967)

Cahit Zarifoğlu
( 1940 - 1987 )

Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2, S. 889-890





ŞİİR PARKI