TERKİB-İ BEND IX

(Açıklamalı)


Pek rengine aldanma felek eski felekdir, Zîrâ feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönekdir. Dünyanın rengine pek aldanma, dünya yine eski dünyadır, Çünkü dünyanın uygunsuz tabiatı dönektir. Yâ bister-i kemhâda, yâ vîrânede cân ver, Çün bây ü gedâ hâke berâber girecekdir. İster ipekle döşenmiş yatakta, ister harap bir evde can ver, Çünkü zenginlerle fakirler toprağa aynı şekilde [eşit] girecektir. Allah’a sığın şahs-ı halîmin gazabından, Zîrâ yumuşak huylu atın çiftesi pekdir. Allah'a sığın uysal kişinin öfkesinden, Çünkü yumuşak huylu atın çiftesi serttir. Yakdı nice cânlar o nezâketle tebessüm, Şîrin dahi kasd etmesi câna gülerekdir. O kibarca gülümseme nice canları yaktı, Aslanın can alması da gülerek olur. Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma? Zer-dûz pâlân ursan eşek yine eşekdir. Özü kötü olan insanlara hiç giydiği üniforma [makam, yetki] soyluluk verir mi? Altından yapılmış semer vursan eşek yine eşektir. Bed-mâye olan anlaşılır meclis-i meyde, İşret güher-i âdemi temyîze mihekdir. Mayası kötü olan içki meclisinde belli olur, İçki insanın cevherini [özünü] ortaya çıkaran [ayırdeden] bir işarettir. Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdîr, Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötekdir. Nasihat ile yola gelmeyeni azarlamak gerekir, Azar ile uslanmayının [ise] hakkı dayaktır. Nâ-dânlar eder sohbet-i nâ-dânla telezzüz, Dîvânelerin hem-demi dîvâne gerekdir. Cahiller cahillerin sohbetinden zevk alır, Çılgınların yakın arkadaşlarının da çılgın olması gerekir. Afv ile mübeşşer midir ashâb-ı merâtib? Kânûn-ı cezâ âcize mi hâs demekdir? Makam mevki sahibi olanlar af ile müjdelenmişler midir, Ceza kanunu aciz olanlara mı mahsustur? Milyonla çalan mesned-i izzetde ser-efrâz, Bir kaç guruşu mürtekibin câyı kürekdir. Milyonla çalan yüksek makamda başı dik dolaşır[ken] Birkaç kuruşu zimmetine geçirenin cezası kürek mahkûmu olmaktır. Îmân ile dîn akçedir erbâb-ı gınâda, Nâmûs u hamiyyet sözü kaldı fukarâda. İnanç ve din zenginlerde akçe oldu, Namus ve hamiyyet [namusu korumak için gösterilen gayret] sözü fakirlerde kaldı.

Ziya Paşa
( 1825 - 1880 )

Yeni Türk Edebiyatı Antolojisi II, S. 20-21, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları





ŞİİR PARKI