- I -
HÜRRİYET GAZETESİNİN ÇIKIŞINI KUTLAMA MEKTUBU
Hürriyet Gazetesinin birinci sayısını pek övünerek okudum. İnsanın yaradılışının gereği ve insan topluluklarının ilerlemesinin ve mutluluğunun vasıtası olan Hürriyet sayın adıyle adlandırılmasından, anlamının da vatanımıza girmesine alet olacağını hayra yorarak kutlama görevini yerine getirmekte acele ettim.
Hürriyet (özgürlük) ne güzel Tanrı nimetidir, eğer kötüye kullanılmazsa ; hürriyet tutsaklıktan zararlı olur, ölçülülüğü aşarsa.
İnsanoğlu yaratılalı, yeryüzünün her yanında türlü türlü biçim ve kılıkta türlü türlü hükümetler kuruldu. Her ulusun ülkesel eğitimine göre sahip olduğu âdetlere ve ahlâka uygun çeşitli kanunlar yapıldı. Hiç bir çağda hiç bir ulus görülmedi ki, düzenlenmiş ve düzenlenmemiş bir kanuna bağlı olmayarak bir arada geçinsin. Vahşilerde bile kanun değerinde kendilerine özgü birçok âdetler bulundu. Demektir ki, hürriyet, kanunlara bağlılıkla birlikte bulunur.
Bu devirde hürriyet düşünceleri yatağından taşmış bir sel gibi dünyanın her yanına öyle yayılmaktadır ki, hapis, sürgün ve belki öldürme gibi, zalimlerin kullanmaya alışık oldukları savunma vasıtaları onun önüne engel olamaz.(...)
Nitekim Roma ve Yunan'ın ilk zamanlarında nice fedailer bu yolda baş verdiler. Nitekim İngiltere ve Amerika ve Fransa'da nice bin yurtsever kimseler zindanlarda ve sürgünlerde ve cellat ellerinde yok oldular. Nitekim bunların bir örneği bizim memleketimizde dahi görüldü. Hürriyetten yana olanlar, ki yönetim biçiminin değiştirilmesini isteyenlerdir, kimi işten çıkarıldı, kimi hapis, kimi sürgün edildi. Lâkin ne başka yerlerde eskiden yapılan şiddetler hürriyetin doğmasına engel alabildi, ne de bizde yapılan şeyler hürriyet isteğini ahalinin gönlünden çıkarabildi. Belki ilerlemesine yardım etti. (...)
Doğruluk bir kuvvettir ki, gerçekte hiçbir silah ile o yenilemez. Bize rakip ve karşı olan Babıâli, elinde maliye hazinesi, devlet gücü, kişisel ün, tecrübe ve bilgi eskiliği, gerekince yalan söylemek, utanmamak gibi birçok savunma aleti ve yok etme araçlarına sahip olduğu halde bunlara karşı doğruluktan başka bizde karşı kuvvet var mı idi? Babıâli bütün silahını aleyhimizde kullandı, yine bizi direnme meydanından bir adım ayıramadıktan başka kendi yenilgisini ister istemez ilan etti. Çünkü herkes biliyor ki, biz yürürlükteki yönetimin çağımıza uygun olmadığından değiştirilmesi gerektiği iddiasıyle meydana çıkmıştık.
Babıâli, yönetimin sürüp gitmesini korumak için bizi ezmeye çabaladı. Sonunda, "Kırmızı Kitap"ta, yönetimin değiştirilmesi gerektiğini itiraf ile birlikte, eksikliklerin tamamlanmasını dahi üstüne aldı. Bununla, bizim iddia ettiğimiz şey tanıtlandı. Temelde anlaşmazlık kalmadı. Bundan anlaşılıyor ki, Babıali'nin çıkarlarına karşı yapılan bu değişiklikler, yalnız Yeni Osmanlılar'ın giriştikleri anlaşmazlık ve uyarı usulünden meydana geldi.
Bellidir ki, Yeni Osmanlılar'ın kullandıkları doğruluk ve haklılığı göstermek için bu ana kadar hizmet eden ve meşrutiyet usulünün ve siyasal özgürlüğün meşruluğu sorununu söz konusu edip kanıtlayan yalnız Muhbir idi; şimdi ise, Hürriyet dahi meydana geldiğinden, Muhbir'in tutmuş olduğu meslekte bunun dahi kamuca kabul edilerek maksadın elde edilmesine yardımcı olacağına şüphe edilemez.
Ben "Yeni Osmanlılar", yani devletin ve vatanın şimdiki yönetimi dolayısıyle uğradığı tehlike ve zararların sonuçlarını dehşetle görüp iyileştirici ilaç arayanların sırasında bulunmakla övündüğümden, böyle yararlı bir yapıtın vücut bulmasından doğan sevinç ve övüncümü kalemle bildirmeye gücüm yetmez. Hemen Tanrı, memleket ve ulusumuzun mutluluk ve kurtuluşu uğrunda çalışanları yardımıyle şereflendirsin ve yalnız kişisel çıkarları için uğraşanları ezip tepelesin âmin!
Fi 12 Rebiülevvel sene 1285
Sadeleştiren: Cevdet Kudret
Hürriyet gazetesi, 16 reblülevvel 1285 /
26 temmuz 1868, no. 2; Ebüzziya Tevfik:
Numune-i Edebiyat-ı Osmaniye, 6. baskı,
1329, s. 300-304

- II -
TURABİ EFENDİ'YE (1)
Sayın kardeşim efendim hazretleri,
Suavi Efendi hala Marsilya'dadır. Ulûm gazetesini sürdürüyor. Fakat tabiatı gereğince biraz söz dinlemiyor. Geçenlerde eğlence için birkaç gazel söylemiş ve eğlensin diye kendisine göndermiştim. Hemen gazeteye koymuş. Kendisine bir mektup yazdım ve canımın sıkıldığını söyledim. "Aman, gazeller pek güzel olduğundan dayanamadım" diye cevap yazdı. Dileğim şikayet değildir, fakat bunlar yüce gözünüze iliştiğinde eğer bendenizin de gazetede karışma oyum var gibi anlaşılırsa, gerçeğin bu yolda olduğunu bildirmektir. Ne ise, zavallı, gücü yettiği kadar çalışıyor. Keşke öyle birkaç zat daha olsa.
Bir vakitten beri ünlü Jean Jacque Rousseau'nun çocuk eğitimi üzerinde Emile adındaki kitabını çevirmeğe uğraştığımdan ve bunun bazı yerleri bizim İstanbul çelebilerinin işlerine uymadığından orada basılması zor olacak gibi görüyorum. Acaba Mısır'daki Bulak Basımevinde bastırılma olanağı var mı?
Burasının lütfen araştırılmasırn pek rica ederim. Eğer olabilirse, kitap epey büyük olduğundan ve şimdiye kadar dörtte bir kadar yeri çevrilmiş bulunduğundan hemen gönderirdim. O basılıp tamam oluncaya kadar bir dörtte biri daha yetişirdi. Bu kitap yüce zatlarınca görülmüşse, ulusa ne kadar yararlı bir şey olduğunu siz dahi değerlendirirsiniz. Bendeniz İstanbul'da iken bir gün Âli Paşa'ya bu kitabı çevirme niyetinde bulunduğumu söylemiştim. "Eğer siz çevirirseniz ben de düzeltmesine yardım ederim, çünkü pek severim. Bundan daha yararlı bir kitap olamaz. Fakat çok incelemeye ve çok çalışmaya bağlıdır" demişti. O sırada felek yardım etmedi. Tanrı'ya şükür, bu aralık sıkıntılardan kurtulmuş olduğumdan başardım ve eğer basılması müjdesini alsam bir kat daha hevesimi artırırdı. Herhalde çaba ve yardımınıza muhtaçtır. Bir de eğer "Hükümetçe basılma, masrafı gerektireceğinden etraflıca düşünmek gerekir" denirse bendeniz kendi hesabıma olarak bastırmaya da hazırım. Eğer isterseniz "zât-ı devletleriyle" ortaklaşa bastıralım. Her ne yolda emir buyurulsa lütfen bildiriniz. Burada her zaman bulunduğum yerde oturmaktayım efendim.
Fi 27 Ramazan sene 87
Ziya
Hem de adı geçen çeviride adım olmadığından kimin yapıtı olduğu bilinmez. Bundan dolayı, sanıma göre, politikaca bir sakınca olamaz. Bu durum bir kere Paşa hazretlerine açılsa ve bir de basımevi müdürü Rasih Efendi görülüp lâkırdı edilse nasıl olacağı anlaşılır. Eğer orada basılması uyamaz ise şimdilik vazgeçeriz. İleride icabına bakarız.
(1) Türabi Efendi, Mısır Hıdivi İsmail Paşa'nın adamıdır. Yeni Osmanlılar'ı Avrupa'da toplayıp Babıâli ile savaşlarına paraca yardımcı olan Prens Mustafa Fazıl Paşa İstanbul'a gidip (1867) Babıâli ile anlaştıktan sonra, Yeni Osmanlılar'a bir süre için hükümeti eleştirmemelerini, yoksa paralarını keseceğini bildirmiş; bunun üzerine, Namık Kemal, Paşa'nın isteğine uyup Hürriyet'ten ayrılmış, Ziya Paşa ise savaşı sürdürmüş; anlaşmayı bozan Mustafa Fazıl Paşa yerine, onun kardeşi Mısır Hidivi İsmail Paşa'dan yana olmuş ve onun paraca yardımıyle, söz konusu gazeteyi 65. sayıdan 100. sayıya kadar ilkin Londra'da, sonra da Cenevre'de yayınlamıştır.
Sadeleştiren: Cevdet Kudret
M. Kaya Bilgegil: Ziya Paşa Üzerine Bir Araştırma,
Atatürk Üniversitesi Basımevi, Erzurum 1970, s. 392-393).

- III -
TÜRABİ EFENDİ'YE
Sayın kardeşim efendim hazretleri,
Son olarak Suavi Efendi aracılığıyle sunduğum mektubun cevabını alamadığımdan daha önceki merakım çoğalıp iki gün önce bir mektup daha göndermiştim. Hele hamd olsun ki fi 19 muharrem sene 87 tarihli mektuplarını bugün alıp çok sevindim. (...)
Emile'in oraca basılması bazı nedenler yüzünden uyamaz ise zararı yoktur. Başka yolda çaresi bulunur. Bu kitabı çevirmekten asıl maksadım, "Bu gibi edebiyat ve bilgelik ile ilgili yabancı kitapların Türk diline aktarılması olanaksızdır" diye, şimdiye kadar hiç bir işe yarar kitap çevrilmiş olmadığından, bunun olabileceğini ispat ile birlikte, dilimizde bir yeni çeviri yolu açmak ve bir de bizde çocuk eğitimi ve ahlâk yolu pek yüzüstü bırakılmış olduğundan, onu uyandırıp din ve ulusa bir hizmetten ibarettir. Umarım ki İstanbul'daki kurul çok sürmeyip değişir. O zaman bunun basılması orada pek kolaylıkla olur. (...)
Bize iyi gözle bakan zatların hepsine içten sevgilerimi sunduğumu bildirmeğe yardım etmenizi rica ederim. Her halde lütuf ve iyilikseverlik kardeşim efendimindir.
Fİ 25 Zilhicce sene 87
Ziya
Sadeleştiren: Cevdet Kudret
M. Kaya Bilgegil: Ziya Paşa Üzerinde Bir
Araştırma, Erzurum 1970, s. 396-398
ZİYA PAŞA
Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi
Temmuz 1974, S: 274, S. 104-108
Mektup Özel Sayısı

ŞİİRLERİ