HOCALARIMIZ
 Müdür ve Müdür muavinimiz Miss Morgan ve Semiha Malatyalıoğlu
Bu bölümde biraz da okulumuzdaki yönetici ve öğretmenlerimizden bahsetmek istiyorum. Okulumuzun yönetiminde Amerikalı bir müdür ile Türk bir müdür muavini vardı. Öğretmen kadrosu ise çoğunluğu Amerikalı olan yabancı uyruklu eğtimcilerden ve Türk eğitimcilerden oluşuyordu.
Gerek okul müdürümüz Miss Morgan gerekse müdür muavinimiz Semiha Malatyalıoğlu bulundukları görevi layıkıyla yerine getiren örnek yöneticilerdi. Öğrenciler üzerinde tatlı sert bir otorite kurmuşlardı. Onları hem kendimize yakın hissediyor hem de büyük bir saygı duyuyorduk.
Hocalarımıza gelince, hemen hepsi konularında uzman ve çocuk psikolojisinden anlayan çok değerli kişilerdi. Bize hep sevgiyle yaklaşıyorlar ve verebileceklerinin en iyisini vermeye çalışıyorlardı.
Türk edebiyatı dersimize gelen Perizat Banguoğlu (*), Biyoloji hocamız Dr. Yuvanoğlu, Matematik hocamız Nermin Kanuni, Tarih hocalarımız Güzin Teker ve Hikmet Omay, Sosyoloji hocamız Feliha Oksal, tercüme hocamız Seniye Pekalın, İngilizce edebiyat hocamız Dr. Virginia Canfield, Fen bilgisi hocamız Mr. John Scott, Felsefe hocamız Miss Thorne, Miss Castillo, Miss Lavery, Miss Miranda ve adı şu anda aklıma gelmeyen diğerleri - hepsi çok sevdiğim ve saydığım hocalarımdı. Bugün yaşamıma az ya da çok katkıları olan bu kişileri hatırladığımda yüzümde bir tebessüm beliriyor ve hepsini buradan saygı ve şükranla anıyorum.
 Sevgili hocamız Perizat Banguoğlu (*) ile
Ancak eğitim hayatında bazı hocalarımız üzerimizde daha derin bir iz bırakırlar. Onları hatırladığımızda diğerlerini hatırladığımızdakinden daha büyük bir tebesüm belirir yüzümüzde. Bana emeği geçen hocalarımın tümünü burada anlatmam mümkün olamadığından en azından bende böylesine iz bırakan hocalarımdan birkaçını size anlatmaya çalışacağım.
Önce Dr.Yuvanoğlu'ndan başlamak istiyorum.Tıp doktoru olan Miss Yuvanoğlu biyoloji dersimize geliyordu. Onun verdiği derse olan hakimiyeti, esprili ve tatlı-sert kişiliği, biyolojiyi, ezber gerektiren derslerden hiç hoşlanmayan benim gibi birisi için bile zevkle dinlenilen, severek çalışılan bir ders haline getirmişti. Hocamız doktor olduğu için daha çok insan vücudu üzerinde duruyor, kertenkelelerin solunum sistemi ya da kurbağaların sindirim sistemi gibi hayatta ne zaman kullanılacağı belli olmayan konular ikinci planda kalıyordu. Ben onun derslerini iple çekiyordum ve hiç bitmemesini istiyordum. Sanırım bu konuda pek çok arkadaşım da benim gibi düşünüyordu..
 Dr. Yuvanoğlu derste
İngilizce konuşurken vurguları sanki Türkçe konuşuyor gibiydi. Sanırım cümleleri önce Türkçe düşünüyor sonra İngilizceye tercüme ederek konuşuyordu ve bu da onun sözlerine ayrı bir sevimlilik katıyordu. Örneğin bir gün, kendisine numara yaptığına inandığı bir arkadaşımıza 'sabah sabah bana numara yapma' diyecek, 'morning morning don't make me numbers' demişti de hepimizi çok güldürmüştü. Değerli Hocamızın bundan birkaç yıl önce yaşama veda ettiğini internette okuduğumda çok üzüldüm. Ruhu şad olsun.
 Dr. Yuvanoğlu ve partide onun taklidini yapan Gül Özgür arkadaşımız
Çok sevdiğim derslerden bir diğeri de matematikti. 7. sınıfta cebirden ikmale kalmış ve bütün bir yaz cebir çalışmıştım. Ama o sene cebirden ikmale kalmam benim için çok iyi oldu. İkmale kaldıktan sonra matematiği daha çok sevdim ve eğitim hayatım boyunca bu dersle ilgili hiçbir problem yaşamadım, aksine en yüksek notlarım hep bu dersten oldu. Tabi bunda matematik hocalarımın, özellikle de Nermin hanımın (Kanuni) payı büyüktür. Nermin Hanım dersi öyle güzel anlatırdı ki, ben dersi derste öğrenirdim, eve gittiğimde matematik çalışmama gerek kalmazdı. Sorularımızı hiç yüksünmeden cevaplar, anladığımıza kani olana kadar anlatırdı.
 Perihan'la birlikte Nermin Kanuni hocamızla
Derslerini keyifle izlediğim hocalarımdan biri de Dr. Canfield'di. İngilizce edebiyat dersimize gelen Miss Canfield konusunda doktorası olan ve dersi ders gibi değil de sohbet havasında anlatan bir hocamızdı. Onun derslerini de dört gözle beklediğimi, ağzından çıkan her sözü dikkatle dinlediğimi ve bundan büyük keyif aldığımı hatırlıyorum.
 Son sınıf partisinde Gülbün'le İngilizce Edebiyat hocamız Dr. Canfield'le beraberiz
Burada biraz da ÜAKL'de aldığım eğitimin günlük yaşamımda bıraktığı bazı izlerden bahsetmek istiyorum. Ben bugün jimnastik yaparken, hala sevgili beden eğitimi hocam Azade Taydemir'den öğrendiğim hareketleri yaparım. Makinede birşey diktiğim zaman iplik uçlarını Miss Miranda'dan öğrendiğim şekilde bağlar, soğanı onun gösterdiği gibi, küp küp doğrarım. Hala kahverengiyle maviyi birbirine yakıştırıp birlikte giyemem, iki farklı deseni birarada aynı yerde kullanamam. Bir şey yazarken özel isimlerin baş harflerini büyük harfle yazmaya, dahi eklerini ayırmaya ve noktalama işaretlerini yerinde kullanmaya dikkat eder, eğer elle yazıyorsam güzel yazmaya özen gösteririm.
(*) Perizat Banguoğlu, benim tüm eğitim hayatımda, öğrencilerine siz diye hitabettiğini gördüğüm yegane hocaydı. Zarif ve sakin kişiliği, konusuna hakimiyeti ve özenli giyimi ile hafızamda özgün bir yeri olan hocamın kızı Ülker Banguoğlu Bilgin yakınlarda annesini ve anneannesini anlatan "İki Devir, İki Kadın / MÜNEVVER İLE PERİZAT'IN ROMANI" adlı bir roman yayınladı. Çok beğenerek
okuduğum duygu yüklü bu roman sayesinde onu daha fazla tanımış olduğum için mutluyum. Işıklarda uyusun, mekanı Cennet olsun..



|
| |